Print Al |
Yani biz hep bir liderin vizyoner olduğunu, ikili ilişkilerinin çok güçlü olduğunu, krizi ve riski iyi yönettiğini vs. öğrendik. Oysa bana göre daha önemli olan başka bir şey varsa o da bir liderin alışkanlıkları ve davranışları. Yani bir lider, günlük hayatında neyi farklı yapıyor, hangi alışkanlıkları onu ön plana çıkarıyor, hangi davranışlarıyla fark oluşturuyor? Asıl üzerinde durulması gereken konu bu çünkü liderlik potansiyeli olan kişiler için bu alışkanlıklar ve davranışlar, asıl liderlik yetkinliklerini geliştiren ve yetkinlik sivriltici bir göreve bürünebiliyor. Yani şunu demek istiyorum, liderlerin ikili ilişkileri güçlü oluyor evet doğru, ancak ikili ilişkilerinin güçlü olması da onların günlük yaşamlarında sözlerini tutmalarına, yüzlerinin hep gülmesine, karşı tarafı rahatlatıcı bir tavırla onlara yaklaşmalarına bağlı. Yani biz sonuca değil sebebe odaklanırsak, bizi o sonuca götüren sebepleri öğrenirsek, işte başarılı liderlik formülünü o zaman daha hızlı çözmüş oluruz. Peki, o zaman soruyu soralım. Liderler günlük hayatlarında nasıl davranıyorlar, neleri farklı yapıyorlar da diğerlerinin gözündeki “lider” koltuğuna oturuyorlar? Onları bu yetkinliklere, bu farklı duruşa ulaştıran alışkanlıkları neler? İşte gözlemlerime göre, bir lideri sivrilten, yetkinleştiren, geliştiren ve liderlik sıfatı veren o davranışlar: 1. Rahata Alışmıyorlar Konfor alanının tüm vasıfları öldüren bir kara delik olduğunu çok iyi biliyorlar. Finish çizgisine koşan bir koşucunun “Burası iyiymiş, biraz dinleneyim!” demesi ve sonrasında uyuyakalması nasıl ona yarışı kaybettiriyorsa, bir lider de “biraz dinleneyim, burası rahatmış” dediği her pozisyonda bir süre sonra kaybetmeye başlıyor. Bu gerçeği de en iyi onlar biliyor. Dolayısıyla sürekli hem kendilerini hem de çevrelerini değişime zorluyorlar, rutinle savaşıp yeni kurallar koyuyorlar, sonra o kuralları yıkıp yeniliyorlar. Kısacası, rahata alışmıyorlar, alıştırmıyorlar. 2. Egolarının Tuzağına Düşmüyorlar Bu nokta, diğer yazılarımda da sık sık belirttiğim ve bence en önemli nokta. Çevrede egolarının tuzağına düşmüş, gün içinde küçük veya büyük ego patlamaları yaşayan onlarca yönetici göreceksiniz. Bu ego patlamalarının oluşturduğu korku ve oturdukları koltuk yüzünden saygı da görüyorlar belki. Ancak birincisi, bu saygıyı hak etmiyorlar, ikincisi bu saygı, sevgi ile desteklenmiyor. Bu da (kendilerini lider sanan) bu yöneticilerin diğerleriyle olan ilişkilerine hep bir duvar örüyor. Halbuki liderlik bu duvara karşıdır. Bu duvarın da en iyi ego tarafından örüldüğünü bilir ve ona göre davranır. Karşı tarafı dinler, empati kurar, çözüm geliştirir, ondan öğrenebileceği bir şey olup olmadığına bakar. Hiç bir hareketini egoları çerçevesinde yapmaz. Çünkü egonun ileride bir zaman onu küçük düşüreceğini bilir. Fatih Terim’in o yıllardır dillere dolanan ingilizce konuşmasını hatırlayın. 3. Parayla veya Mevkiyle Değil, İnsanla İlgileniyorlar Bu konu önemli. İnsanların en büyük hatalarından biri bir paraya ve bir mevkiye koşmaları, koşarken de çevredeki insanlara odaklanamamaları oluyor. Halbuki liderler, evet belki bir yere doğru sürekli bir koşu içerisindeler, ancak yolda gördüklerini de yanlarına alarak. Mesela, şirketinizin üst düzey bir yöneticisi başka bir şirkete geçti, ve geçtiği o şirkete eski şirketinden 5-6 kişi daha götürdü. Düşünün, o 5-6 kişi, tek bir kişinin tek bir sözüyle belki içerideki tüm parasını, itibarını, rahatlığını bıraktı ve onun peşinden diğer şirkete gitti. Neden? Çünkü o kişi paraya, mevkiye değil, insan biriktirmeye odaklandı ve ilişkilerini güçlendirdi. Bir takım hissiyatı verdi insanlara ve “anca beraber, kanca beraber” dedi. Böylece gittiği her yerde zorlanmadan yeni takımlar kurabildi, hayal etmesi bile zor olan büyük değişiklikler gerçekleştirebildi. 4. Sözlerini Tutuyorlar Bu liderlerin en büyük günlük alışkanlıklarından biri. Çevrenize baktığınızda onlarca kişi her gün onlarca söz veriyor, belki %75’i gerçekleşmiyor. Günlük rutin konuşmalarda her 2 kişiden 1’i yalan söylüyor (yalanın boyutlarından bağımsız olarak konuşuyorum.) Dolayısıyla, bir insanı lider yapan en önemli alışkanlıklardan birinin verilen sözün tutulması olduğunu düşünüyorum. Bu aslında gayet olması gereken normal bir hareketken günümüz iş dünyasında bir lütuf. Ama bunun bir lütuf olarak algılanması iyi bir şey çünkü siz gayet normal bir hareket yaparak, verdiğiniz sözleri tutarak ön plana çıkıyor ve sözüne güvenilir bir lider olarak algılanıyorsunuz. 5. Anı Değil, Geneli Yorumluyorlar Bir çalışanının günlük performansı kötü ama trendi iyiyse onun üzerine gidip, acımasızca eleştirip onun motivasyonunu kırmıyorlar, tam tersi yaklaşıp, “trend çok iyi gidiyor, neden bugün böyle oldu, bir şeye moralin mi bozuk?” deyip günü kazanmaya çalışıyorlar. Sürekli olarak dürüstlüğüyle bilinen birinin küçük bir yalanını yakaladıklarında vazoyu kırmak yerine, “bu adam neden böyle yaptı, neden hiç alışkanlığı olmadığı halde yalan söylemek zorunda hissetti?” diye sorguluyorlar. Yani, büyük resme bakıp, anı değil trendi yorumluyorlar. Bu konu çok ama çok önemli, o yüzden ayrı bir yazıyı hak ediyor. Çok yakında yazacağım. Aslında bu yazıyı yazmaya devam etsem bu liste uzar gider ancak 5’te sınırlandırmak hem sizin okuma kolaylığınız hem de benim yazma performansım açısından en ideali. Kapatmadan bir konunun altını tekrar çizmekte yarar var. Eğer iyi bir lider olmak istiyorsanız, o iyi liderliğe giden yola ışık tutmanız gerekiyor. İyi liderlerin niteliklerini konuşmak yerine, günlük davranışlarını, hal ve hareketlerini, alışkanlıklarını araştırın. Bunları kendi hayatınıza uygulamaya çalışın. Zaten bu alışkanlıklar ve davranışlar sizi o liderlik yetkinliklerine ulaştırıyor. Bunu sakın unutmayın. Öteki türlü liderlik yapmaya çalışan ve yetkin rolü yapan bir “copy-cat” olmaktan kurtulamazsınız. Başarılar! |
Anahtar Kelimeler: Başarılı Liderler Diğerlerinden Neyi Farklı Yapıyor,